27 Mart 2015 Cuma

MOTOSİKLET SÜRÜCÜLERİNİN VAZGEÇİLMEZLERİ

Yasin Emre Feyizoğlu
Motosikletler, aksesuarları ve fiyatları motosiklet kullanmaya 
yeni başlayan çoğu insanın detaylıca araştırdığı bir konu. Motosiklet türleri neler, ilk olarak hangi motosiklet ile başlanmalı, fiyatları ne kadar, hangi koruma malzemeleri zorunlu alınmalı gibi birçok konuda kafalarında soru işaretleri oluyor.

Mototutku da bu hafta sorulara cevap aradı. 10 yıldır motosiklet sektöründe yer alan Feyizoğlu Motosiklet Mağazası' nın sahibi Yasin Emre Feyizoğlu da bize bu konu hakkında bilgi verdi.



''Yeni başlayanlar için scooter ideal''
Honda 2006 Repsol model motosiklet

Motosiklet türleri scooter, cross, racing, chooper ve touring tarzı motosikletler olarak beş gruba ayrılıyor. Motosiklete yeni başlayanlar için başlangıç motorunun scooter türü motor olduğunu söylüyor Feyizoğlu. Scooterlar motor hacmi genellikle 155 cc, hatta 50 cc' den itibaren kullanılan motorlar oluyor. Feyizoğlu, scooter tarzı motorlar otomatik vites olduğu için kullanımı en kolay motosiklet olduğunu söylüyor. Bu nedenle yeni başlayanların en çok tercih ettiği motosiklet türü scooter oluyor. Motosiklet sürücüsü daha sonra bir üst modeller kullanmaya başlayabiliyor. Üst modeller ise scooterın aksine vitesli motorlar oluyor. Bunlar 150 cc ve 250 cc tarzında ikinci seviyeli motorlar oluyor. Kullanıcılar scooterla başlayıp, 250 cc ve daha sonrasında 500-600 cc, 1000-1500 cc' ye kadar motorlarını genişletebiliyorlar. Başlangıç motorlarının fiyatları iki, üç bin tl' den başlıyor. Üst gruplara çıkıldıkça ise 10-15 bin TL' ye kadar çıkıyor. Feyizoğlu motosikletlerde maksimum bir fiyat olmadığını çünkü özel yapım motorlar da kullanıcılar tarafından tercih edildiğini ve onların fiyatlarının 100-150 bin TL' ye kadar çıktığını söylüyor.



''Herkes motorcu oldu''


Ayrıca Feyizoğlu, Türkiye' de motosiklet kültürünün gelişmesinin bir nedeninin de Çin olduğunu söylüyor. Feyizoğlu, ''Çin yapımı motorlar üretilmeden önce motosiklet fiyatları çok ucuz değildi. Ancak Çin' in motosiklet piyasasına girmesi ile kullanıcılar için daha ucuz alternatif motosiklet seçenekleri çıktı. Aslında hiç aklında olmayan insanlar bile fiyatını görünce ''biz de alalım'' diyip kullanmaya başladılar, herkes motorcu oldu'' dedi.



''Birinci öncelik kask, mont, eldiven ve dizlik''

Motosikleti aldıktan sonra sıra hem kullanıcı hem motosiklet için aksesuarları almaya geliyor. En önemlisi de koruma malzemeleri. Kaza anında motosiklet kullanıcısının zarar görme riskini azaltan koruma malzemeleri motosiklet kullanıcılarının hayatını kurtarıyor. Yasin Bey, koruma malzemelerinde birinci önceliğin kask, kasktan sonra ise mont, eldiven ve dizlik olduğunu söylüyor. Aynı zamandan ayakkabıların da normal ayakkabılardan farklı olarak bot tarzında korumalı olması gerektiğini sözlerine ekliyor. Koruma akseaurları dışında bir de motosikletin güvenliğini sağlamak için kilit, alarm, muhafaza etmek için branda gibi ürünler sürücüler tarafından tercih ediliyor.


Motosiklet sürücüleri için korumalı montlar

Koruma malzemelerinde fiyatlara gelince ise Feyizoğlu bize bu konuda bilgi verdi: ''Kasklar 100 TL' den 2 bin TL' ye, montlar 200 TL' den 1.500-2 bin TL' ye, eldivenler 50 TL' den 500 TL' ye kadar değişiyor. Fiyatlarda kullanılan malzeme, koruma özellikleri, su geçirmezlik özellikleri, sürtünmeye karşı dayanıklı olması, ses geçirmezlik, kaza anındaki kaskın çarpışma testleri, konfor ve rahatlık gibi faktörler ön plana çıkıyor''.



Sıcak havalarda kurtarıcı kıyafetler üretiliyor

Motosiklet için aksesuarlar
Motosiklet kullanıcıları için diğer bir problem de yaz sıcağında giydikleri kıyafetler oluyor. Yaz sıcağında motosiklet sürücülerini gördükçe nasıl dayandıklarını akıl erdiremiyoruz. Feyizoğlu, genellikle montlar ve kaskların kışın için üretildiğini ama son zamanlarda yaz mevsimi için de üretilmeye başladığını söylüyor. Daha fazla hava alan, çok ince yapısı olan montlar ve kasklar üretiliyor. Artık kullanıcıların yazlık ürünleri de alabileceklerini söylüyor.



''Kask kamerası kullanan kişilerin sayısı arttı''

Korumalı ayakkabılar
Son zamanlarda kask kamerası GoPro' nun tercih edilmeye başladığını söyleyen Feyizoğlu şunları söyledi: ''Kazaları ya da motosiklet kullanıcılarına karşı olan yanlış davranışları sergileyebilmek ve bunu anında internete koyup şikayet edebilmek için son dönemde kask kamerası kullanan kişilerin sayısı arttı. Çünkü malesef Türkiye' de motosiklet kültürü yerleşmediği için motosikletlilere farklı gözle bakılıyor ve onlara taciz edilmesi, zarar verebilecek hareketler gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Motorcular da kendilerini güçlü hissedebilmek, ispatlayabilmek için kask kamerası alıyorlar ve araçların plakasını yazıp internette anında paylaşarak o motoru bütün internet aleminde gösterebiliyorlar.''



Kaskı çıkarmadan iletişim kurmak kolaylaştı


Farklı modellerde motosiklet kaskları
Motosiklet sürücüleri için her bütçeye uygun bandana, çanta, gözlük gibi birçok aksesuar ve malzeme var. Ancak Feyizıoğlu' nun anlattıklarından bizim en çok ilgimizi çeken motosikletler için bluetooth ürünü oluyor. Uzun seyahatler eden motosiklet sürücüleri, özellikle de eşler uzun yola gittiklerinde birbirleri ile konuşmaları lazım. Ama motosiklet kullanıcıları çok iyi bilir ki kask varken kullanıcıların birbirleri ile iletişime geçmesi büyük bir problem olur. Bu bluetooth ürünü ile motosiklet sürücüsü ve artçısı birbirleri ile kablosuz bir şekilde iletişime geçebiliyor. Kaska takılan bu cihaz sayesinde kullanıcılar hiçbir şekilde kaskı çıkarmadan birbirleri ile konuşma yapabiliyorlar. Feyizoğlu, bu ürünün daha gelişmiş olanlarının da olduğunu söylüyor. Daha gelişmiş olanları ise grup halinde yola çıkan sürücüler için çok ideal. Bu ürünle sekiz motorcu aynı anda birbirleri ile iletişime geçebiliyor.



''Çok ucuz bir uğraş değil''

Feyizoğlu, ihtiyaçlar topladığı anda çok da ucuz bir uğraş olmadığını söylüyor. Hem kaliteli hem düşük maliyetli ürünlerin olduğunu ve kullanıcının isteğine bağlı olarak alt gruptaki ürünleri alarak da biraz daha iyi bir fiyattan krünleri alabileeceklerini sözlerine ekliyor.



Haber-Fotoğraflar: Sinem Genç
Haber Türü: Foto Haber

20 Mart 2015 Cuma

''KADIN SÜRÜCÜLERİN DAHA EĞİTİMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM''

Motosiklet sürücüsü denilince akla hemen erkekler gelir. Ama erkekler gibi kadınları da trafikte motosikletleri ile görüyoruz. Işın Çaçur da o kadınlardan biri. Beş yıl önce motosiklet ile tanışan Işın Çaçur, bir kadın sürücü olarak trafikte yaşadıklarını bizlere anlattı.

Motosiklet kullanmak erkek işidir, kadınlar beceremez derler. Ama söylenen bu sözlere inat motosiklet tutkunu kadınlar tüm hızıyla trafikte yer almaya devam ediyor. Işın Çaçur da bu kadınlardan sadece bir tanesi. Gümüş, takı ve aksesuar tasarımcısı olan Işın Çaçur 39 yaşında. Tam beş yıl önce motosiklet ile tanışan Çaçur, ailesinden gizli motosiklet kullanmaya başladı. Motosiklet kullandığının ailesi tarafından öğrenilmesi, doktora belindeki rahatsızlığı anlatırken annesinin de şans eseri duymasıyla oldu. Önce artçı(arka yolcu) daha sonra sürücü olarak motosiklet kullanmaya başlayan Çaçur, bir kadın sürücü olarak bu zamana kadar trafikte çok fazla problem yaşamadığını söyledi. Ama çoğu zaman trafikte, arabanın içindeki herkesin hayret ve şaşkın bakışları ile karşılaştığını söylüyor. Kadınların motosiklet kullanma konusunda erkeklere göre daha eğitimli olduğunu söyleyen Işın Çaçur, tutkuyla motosiklet kullanmaya devam ediyor ve hedefinin şehirler arası yolculuk yapmak olduğunu söylüyor.


Işın Çaçur ile yaptığım röportajın videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz:





Haber: Sinem Genç
Kamera: Müge Küçükvardar
Haber Türü: Video Haber

13 Mart 2015 Cuma

TRAFİKTE ONLAR DA VAR

Trafikte, motosiklet sürücülerine karşı çoğu zaman önyargılı bir bakış açısı var. Bu da doğal olarak motosiklet sürücülerini rahatsız ediyor. Bir yıldır motosiklet kullanıcısı olan Yiğit Karataş, bize motosiklet kullanmaya başladığı günden bu yana yaşadığı sıkıntıları anlattı.


Yiğit Karataş


Yiğit Karataş 25 yaşında. Bir yıl önce motosiklet kullanmaya başladı. Motosikletin üstüne bindiği andan itibaren ise motosikletlilerin yaşadığı problemlere o da tanık oldu. Motosikletler için otopark probleminden, otomobil sürücülerinin trafikte motosikletliler ile yarış yapma hırsı ve direksiyonu üzerlerine kırmalarına kadar birçok olaya şahit oldu, olmaya da devam ediyor. Karataş, motosikletliler için yeterli sayıda pistin ve kuralların olmamasından da şikayet ediyor. Bir de yetmezmiş gibi ÖTV(Özel Taşıt Vergisi) ve benzinin pahalı olması, onların bu tutkuyu yaşamalarını zorlaştırdığını söylüyor.



Yiğit Karataş ile motosikletlilerin şikayetleri hakkında konuşurken

Yiğit Karataş gibi düşünen birçok motosiklet sürücüsü var. Ama yaşadıkları bu sıkıntılar onların motosiklet kullanmalarına engel olmuyor. Hala ilk günki heves ve heyecanla kullanmaya devam ediyorlar. Trafikte motosikletliler yok sayılmaya, görmezden gelinmeye çalışılsa da unutulmamalıdır ki trafikte onlar da var.



Yiğit Karataş ile yaptığım röportajın videosunu aşağıda izleyebilirsiniz:






Haber: Sinem Genç
Kamera: Ece Kartal
Haber Türü: Multimedya Haber

6 Mart 2015 Cuma

MOTOSİKLET AŞIKLARI

Motosiklet tutkusu haberlerinin ikinci haftasında, bu tutkunun başrollerine yer verdik. Motosikleti ulaşım aracından öte bir aşk olarak yaşayan motor severler ile bu tutku üzerine sohbet ettik.

Yaşı kaç olursa olsun çoğu motor sever, motosiklete bindiği andan itibaren kolay kolay kullanmaktan vazgeçemiyor. Trafikte ve toplumda motosiklet sürücülerine karşı olan önyargının çok fazla olmasına rağmen, bu onların motosikletten vazgeçmelerine neden olmuyor. Önyargıyı bırakın geçirdikleri kazalar bile motosikletleri ile yollarını ayırmalarına engel olmuyor. Biz de motosikletleri hayatlarında büyük önem taşıyan motor severler ile bu tutku üzerine konuştuk.



''Çocukken bütün arkadaşlarımın oyuncak arabaları vardı, benim ise oyuncak motorlarım''



Sinem Genç: Motosiklet ile ilk tanışmanız ne zaman oldu?


Yunus Gürkan Kinin (23)
Yunus Gürkan Kinin: Çocukluğumdan beri hatırlamıyorum desem yeridir. Ama 13-14 yaşından beri aktif olarak motosiklet kullanmaktayım. Ailemizin içinde hep bir motor sevgisi vardı. Çocukken bütün arkadaşlarımın oyuncak arabaları vardı, benim ise oyuncak motorlarım. Çok güzel bir koleksiyona sahiptim.

Doruk Özmen: 3 yıldır motosiklet kullanıyorum. Ama ilk, orta okulda bir arkadaşımın arkasına artçı(arka yolcu) olarak binmiştim. O gün hissettim motosikletin üzerinde olmanın nasıl bir duygu olduğunu. O zamandan beri her fırsatta arkadaşlardan ödünç alarak binmeye çalışıyordum.

Derviş Bekdik: Fast food dükkanımız vardı. 2010 yılında motosikletin koltuğuna gizli gizli oturmuştum. Anahtarı kimse yok iken almıştım ve semt içinde bir tur atmıştım. İlk kez ön koltuğa oturmama rağmen dükkanın önüne düşmeden geri gelebilmiştim. Sonra siparişlere gide gele zamanla geliştirmiştim kendimi. Hala da kullanmaya devam ediyorum.

Buğra Önem: İlk tanışmam 3.5 yaşında dedemin bana akülü motor almasıyla başladı diyebilirim. Profesyonel olarak da 12 yıldır kullanıyorum.



''Dakikalar değil saatler kazandıran müthiş bir ulaşım aracı''


Sinem Genç: Motosiklet sizin için hayatı kolaylaştıran bir ulaşım aracı mı, yoksa bir tutku mu?
Yunus Gürkan Kinin: Motosiklette ne ararsanız var aslında. Herkes farklı şekilde yorumlar. Otomobil kullananlardan farkımız var. Otomobil kullanan bir yerden bir yere gitmek için otomobil kullanır. Motorcu ise motor kullanabilmek için bir yerden bir yere gider.

Doruk Özmen (23)

Doruk Özmen: Kesinlikle bir tutku. En azından benim için. Ben 1,5 buçuk iki sene boyunca ailemden gizli para biriktirip, çalışıp, çoğu şeyden fedakarlık yapıp aldım ve ondan sonra motoru aileme söyledim. Çünkü bizimkiler zamanında çok karşılardı. Tabi hala çok istemiyorlar. Ama onların da kötü niyetleri yok. Tutku olmasının yanında elbette ki hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle İstanbul' daki gibi bir trarikte gün içinde farklı noktalarda halletmeniz gereken birkaç işiniz varsa hayatı çok kolaylaştıran ve gün içinde size dakikalar değil saatler kazandıran müthiş bir ulaşım aracı. Hala nasıl bizim ülkemizde motosikletin yaygın olmadığını anlamak pek de kolay değil aslına bakarsanız. İnsanlar yavaş yavaş kullanmaya başladılar. Ufak ufak scooterlar ulaşım için, işine gitmek için kullanılıyor. Ancak hala gereken özen gösterilmiyor motosiklete. Tabii devletin de bu konuda motosiklet alımını desteklememesi ve vergi oranlarını düşürmemesi de bu işin cabası.

Derviş Bekdik: Benim için her ikisi de. 4 teker de var ama iki kişi veya kalabalık semtlere gittiğimde tabiki de motosikleti tercih ediyorum. Hayatı acayip derecede kolaylaştırıyor. Trafik derdi, yola çıkarken yol durumuna bakmak yok, çok rahat bir durum.

Buğra Önem: O bir aşk. Tabiki A noktasından B noktasına ulaşım, arabaralara oranla daha kısa süreli.



“Dört teker bedenini, iki teker ruhunu hareketlendirir”


Sinem Genç: Motosiklet kullanmak nasıl bir zevk veriyor?
Yunus Gürkan Kinin: Tarif etmesi mümkün değil derlerler ya denemeden anlayamazsın diye, bu da öyle bir şey. Ekstra süper güçleri olan bir insan gibi hissediyorsunuz. Süper kahraman gibi ruhunuz özgür, yolunuz açık, kendi heyecanınızı kendiniz yaratıyorsunuz, kimi zaman uçuyorsunuz. Yoldaki kesik çizgileri, düz bir çizgiymiş gibi görmenin verdiği keyfi tarif edemem. Yaşamanız lazım.

Derviş Bekdik (19)

Derviş Bekdik: Anlatılmaz yaşanır gibi bir his. “Dört teker bedenini, iki teker ruhunu hareketlendirir.” diye bir cümle döner bu camia içinde. Gerçekten de öyle. İbre 100' ü geçtiğinde motosikletle bütünleşmiş oluyorsunuz. Motosiklet kullanmak, hayatta en çok zevk alabileceğiniz bir eylemdir. Ama hata affetmeyen bir araçtır.

Buğra Önem: O iki teker altımdayken dünyalar benim oluyor.



''O beni bırakmadıkça asla bırakmayı düşünmüyorum''


Sinem Genç: Hiç kaza yapıp da motosiklet sürmekten vazgeçtiğiniz oldu mu?
Yunus Gürkan Kinin: Kaza yaptım. İnsanlarımız sağ olsun. Kaza yapmayan yok denecek kadar azdır. Bırakmayı vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Aksine daha da çok bağlandım. Bir daha aynı hatayı yapmamayı öğreniyorsunuz. Böyle yaparsam böyle oluyor diyebiliyorsunuz ve tecrübe kazanıyorsunuz.

Doruk Özmen: Maalesef birkaç kazam var. Birkaç diyorum çünkü en ufak badireleri de kaza olarak değerlendirdiğim için öyle diyorum. Aslında bakarsanız ciddi bir kaza olarak tek bir kazam var. Ama çoğu motosiklet kazası yapan gibi ben de kazayı yaşadıktan sonra bırakmayı düşünmedim. Aksine ne zaman ayağım alçıdan çıkar da en yakın zamanda nasıl tekrar tepesine tünerim o motorun dediğim için hiç aklımdan geçmedi vazgeçmek. Hatta alçıyı çıkarmadan önce sağdan soldan para bularak motorun her tarafını yaptırıp tekrar hazır halde bekletiyordum.
Buğra Önem (27) 

Derviş Bekdik: Tabiki kazam oldu. Tabiki dememe şaşırmayın. Motosiklet camiasında “Kaza yapmayan şoför, şoför değildir.” diye bir cümle vardır. Belki kaza yapan kişilerin uydurmasıdır ama böyle bir laf dolanır her zaman. Çok ağır bir kaza değildi. O zamanlar ehliyetim yoktu ve direkt olarak suçlu bendim. Ama motosikleti bırakmayı tabiki de hiç düşünmedim. Çünkü tutku, heyecan, adrenalin dolu bir şey. Anlatılmaz yaşanır.

Buğra Önem: Evet dokuzuncu yılımda yaşadım. Birçok kırığım, çatlağım oldu ve vücuduma platinler takıldı. Ameliyat evresinden iyileşme sürecine kadar hep aklımdaydı. İyileştikten sonra yürümeye başladığımda yaptığım ilk iş, arkadaşımı arayıp motoruyla yola çıkmak oldu. O beni bırakmadıkça asla bırakmayı düşünmüyorum.



''Motorlar masumdur, kullanıcıları motoru tehlikeli hale getirirler''


Sinem Genç: Motosiklet tehlikelidir desem, ne dersiniz?
Yunus Gürkan Kinin: Motorlar masumdur, kullanıcıları motoru tehlikeli hale getirirler. Trafik kurallarına uyulursa, daha bilinçli kullanılırsa motosikletin hiçbir tehlikesi yoktur. Aksine çok eğlenceli ve ekonomik bir ulaşım aracıdır.

Doruk Özmen: Motosiklet tehlikelidir konusunda aslında bakarsanız eskiden sorsanız yok canım trafik kurallarına uyduğunuz sürece hiçbir tehlikesi yoktur, insan kendi riskini kendi arttırır derdim. Risk arttırma konusu hala öyle ama ülkemizde adı şoför olan kasaplar bol. Yani adam kasapmış, elinde satır varmış, satırı almışlar direksiyon vermişler. Hadi bakalım sen taksicisin, minibüsçüsün, devlet otobüsü kullanıyorsun diyip salmışlar insanları ortalığa ve onlar biçe biçe gidiyorlar. Yani özellikle ülkemizde, siz her ne kadar dikkatli bile olsanız elinizde olmayan bazı durumlar olabiliyor. Bu yüzden motosiklet maalesef bizim ülkemizde tehlikelidir. Aslında bakarsanız bu kabul etmek zorunda olduğumuz bir durum.

Derviş Bekdik: Tehlikeli değil, kişiye göre değişen bir durum. Şoförün kullanımıyla alakalı. Kendi şeridinizden giderseniz bir sıkıntı çıkmaz. Ama adrenalin için aralara girerseniz arabaların fark etme durumu azalıyor.

Buğra Önem: Tehlikeli tabiki. Fakat eğitim ve bilinçli kullanım çok önemli.



''Ne yazık ki ülkemizde çok da ucuz bir tutku değil''


Sinem Genç: Motosiklet tutkusu sizce pahalı bir tutku mu?
Yunus Gürkan Kinin: İlk önce motordan beklentileriniz ne ona bakmak lazım. Yani yüksek sürat mı, konfor mu, arazi mi, akrobasi mi, yoksa özel üretim mi ya da A noktasından B noktasına gitmek için ayağımı yerden kessin mi? Ortalama 2.000-2.500 TL' den başlayan ve sonu olmayan bir konudur. Birçok seçenek var. Bu tamamen sizinle alakalı.

Doruk Özmen: Motosiklet tutkusu aslında bakarsanız dünya genelinde arabaya göre daha ucuz. Harcamalar bakımından düşündüğünüzde, özellikle dünyanın en pahalı petrolünü ve benzinini kullandığınızı düşünürseniz çok daha ucuz ve bütçeli olduğu konusunda muhtemelen benimle hemfikirsinizdir. Motosikletin çoğu artısı olmasına, trafiği rahatlatmasına, daha az emisyon salınımı olmasına rağmen, ÖTV(Özel Tüketim Vergisi) ve Motorlu Taşıtlar Vergisi' nin çok yüksek olmasından dolayı ne yazık ki ülkemizde çok da ucuz bir tutku değil.

Derviş Bekdik: Bu maddiyat konusu istediğiniz motosiklete bağlı bir durum. Çok güçlü bir motosiklet alırsanız bakımları ve yakıtı pahalı olacaktır tabi ki. Ama orta bütçeli bir motosiklet alırsanız bakımları da ona göre olacaktır. Bakım konusunda örnek vermek gerekirse şuanki motosikletim 11 beygir 125 cc 8000, bakımı ise 120 tl civarı tuttu. Bunun yerine 50, 60 beygir yarış motosikleti olsaydı 200-250 civarı bir bakım ücreti olabilirdi. Bakımdan önce de olması gereken ya da alınması gereken kask, eldiven, mont gibi ekipmanların kabaca bir hesabını yaparsak da 800-1.000 TL arasında fiyat değişir.

Buğra Önem: Grubuna, klasmanına göre değişken bir tutkudur.



'' Biz de can taşıyoruz''



Sinem Genç: Türkiye' de insanların motosiklete bakışı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yunus Gürkan Kinin: İlk önce insanlarımızın bilinçlenmesi gerekiyor. Motosiklet kullanan insanlara haksızlık ediliyor. Motosiklet kullananların da bir ailesi ve her akşam eve dönmesini bekleyenleri var. Biz de can taşıyoruz. Trafikte araçların arasından geçerken araçların kapı açmalarından tutun, sigara izmaritleri atanlar mı dersiniz, pet şişeler mi, sakızlar, bebek, bezleri gibi daha neler var anlatmakla bitmez. Öncelikle ben gidemiyorsam o da gitmesin mantığından vazgeçelim. Sen de motor al, sen de git. Kimse sana engel olmuyor ki! Trafikte kırmızı ışık yandığında arabaların arasından geçip en ön sıraya gitmemizden nefret ediyorlar.

Doruk Özmen: Aslında bakarsanız 15-20 yıl öncesinden gelen, benim anladığım kadarıyla motosikletçi adam serseri adamdır görünüşü var. Trafikte çok saygı duyulmazsınız. Dışarıda bir insanla konuştuğunuz zaman genel olarak insanlar ''tamam, motosiklet varsa altında serseridir'' gibi bir önyargı genel olarak oluyor. Ancak bunun yanı sıra özellikle şehirler arası yollarda gidiyorsanız, trafikte size yol vermeye, selam vermeye çalışan oluyor. Herhangi bir yerin önüne çektiğiniz zaman motosikletinizi parkederken gelip sizinle konuşmaya, bilgi almaya çalışan insanların da yavaş yavaş olduğunu gördükçe insanın hoşuna gidiyor. İnsanların motosiklet kullanan insanlara bakışının olumlu olması her zaman tercih edilir bir durum. Umarım bundan sonra da öyle olur.

Derviş Bekdik: İnsanımız yargısız infaz yapmayı çok sever ama bu görüş açısında motorcuların da etkisi var. Riskli kullanmalarından dolayı, ülkemizde motosikletçilerin hepsi hatalı olarak görülüyor. Motosiklete at arabası gibi bakılıyor. Ben de araba kullanmaya başlayalı bir yıl gibi bir süre oldu. Motosikletler bazen gerçekten de fark edilmiyor ama bu hepsini haksız yapmaz tabi ki.



* ''Buğra Önem (27)'' fotoğrafı Buğra Önem' in arşivinden alınmıştır.



Haber-Fotoğraflar: Sinem Genç
Haber Türü: Foto Haber