Motosiklet
tutkusu haberlerinin ikinci haftasında, bu tutkunun başrollerine
yer verdik. Motosikleti ulaşım aracından öte bir aşk olarak
yaşayan motor severler ile bu tutku üzerine sohbet ettik.
Yaşı
kaç olursa olsun çoğu motor sever, motosiklete bindiği andan
itibaren kolay kolay kullanmaktan vazgeçemiyor. Trafikte ve toplumda
motosiklet sürücülerine karşı olan önyargının çok fazla olmasına rağmen, bu onların motosikletten vazgeçmelerine neden olmuyor. Önyargıyı bırakın geçirdikleri kazalar bile motosikletleri ile yollarını ayırmalarına engel olmuyor. Biz de
motosikletleri hayatlarında büyük önem taşıyan motor severler ile
bu tutku üzerine konuştuk.
''Çocukken bütün
arkadaşlarımın oyuncak arabaları vardı, benim ise oyuncak
motorlarım''
Sinem
Genç: Motosiklet ile ilk tanışmanız ne zaman oldu?
|
Yunus Gürkan Kinin (23) |
Yunus
Gürkan Kinin: Çocukluğumdan
beri hatırlamıyorum desem yeridir. Ama 13-14 yaşından beri aktif
olarak motosiklet kullanmaktayım. Ailemizin içinde hep bir motor
sevgisi vardı. Çocukken bütün arkadaşlarımın oyuncak
arabaları vardı, benim ise oyuncak motorlarım. Çok güzel bir
koleksiyona sahiptim.
Doruk
Özmen: 3 yıldır motosiklet
kullanıyorum. Ama ilk, orta okulda bir arkadaşımın arkasına
artçı(arka yolcu) olarak binmiştim. O gün hissettim motosikletin
üzerinde olmanın nasıl bir duygu olduğunu. O zamandan beri her
fırsatta arkadaşlardan ödünç alarak binmeye çalışıyordum.
Derviş
Bekdik: Fast food dükkanımız vardı. 2010 yılında
motosikletin koltuğuna gizli gizli oturmuştum. Anahtarı kimse yok
iken almıştım ve semt içinde bir tur atmıştım. İlk kez ön
koltuğa oturmama rağmen dükkanın önüne düşmeden geri
gelebilmiştim. Sonra siparişlere gide gele zamanla geliştirmiştim
kendimi. Hala da kullanmaya devam ediyorum.
Buğra
Önem: İlk
tanışmam 3.5 yaşında dedemin bana akülü motor almasıyla
başladı diyebilirim. Profesyonel olarak da 12 yıldır
kullanıyorum.
''Dakikalar değil
saatler kazandıran müthiş bir ulaşım aracı''
Sinem
Genç: Motosiklet sizin için hayatı
kolaylaştıran bir ulaşım aracı mı, yoksa bir tutku mu?
Yunus
Gürkan Kinin: Motosiklette
ne ararsanız var aslında. Herkes farklı şekilde yorumlar.
Otomobil kullananlardan farkımız var.
Otomobil
kullanan bir yerden bir yere gitmek için otomobil kullanır. Motorcu
ise motor kullanabilmek için bir yerden bir yere gider.
|
Doruk Özmen (23) |
Doruk
Özmen: Kesinlikle bir
tutku. En azından benim için. Ben 1,5
buçuk iki
sene boyunca ailemden gizli para biriktirip, çalışıp, çoğu
şeyden fedakarlık yapıp
aldım ve
ondan sonra motoru aileme söyledim. Çünkü bizimkiler zamanında
çok karşılardı. Tabi
hala çok istemiyorlar. Ama
onların
da kötü niyetleri yok. Tutku olmasının yanında elbette ki hayatı
kolaylaştırıyor.
Özellikle İstanbul' daki
gibi bir trarikte gün içinde farklı noktalarda halletmeniz gereken
birkaç işiniz varsa hayatı çok kolaylaştıran ve gün içinde
size dakikalar değil saatler kazandıran müthiş bir ulaşım
aracı. Hala nasıl bizim ülkemizde motosikletin yaygın olmadığını
anlamak pek de kolay değil aslına bakarsanız. İnsanlar yavaş
yavaş kullanmaya başladılar. Ufak ufak scooterlar ulaşım için,
işine gitmek için kullanılıyor. Ancak hala gereken özen
gösterilmiyor motosiklete. Tabii devletin de bu konuda motosiklet
alımını desteklememesi ve vergi oranlarını düşürmemesi de bu
işin cabası.
Derviş
Bekdik: Benim
için her ikisi de. 4 teker de var ama iki kişi veya kalabalık
semtlere gittiğimde tabiki de motosikleti tercih ediyorum. Hayatı
acayip derecede kolaylaştırıyor. Trafik
derdi, yola çıkarken yol durumuna bakmak yok, çok rahat bir durum.
Buğra
Önem: O
bir aşk. Tabiki
A
noktasından B
noktasına
ulaşım, arabaralara oranla daha kısa süreli.
“Dört
teker bedenini, iki teker ruhunu hareketlendirir”
Sinem
Genç: Motosiklet kullanmak nasıl bir
zevk veriyor?
Yunus
Gürkan Kinin: Tarif
etmesi mümkün değil derlerler ya denemeden anlayamazsın diye, bu
da öyle bir şey. Ekstra
süper güçleri olan bir insan gibi hissediyorsunuz. Süper kahraman
gibi ruhunuz özgür, yolunuz açık, kendi heyecanınızı kendiniz
yaratıyorsunuz, kimi zaman uçuyorsunuz. Yoldaki
kesik çizgileri, düz bir çizgiymiş gibi görmenin verdiği keyfi
tarif edemem. Yaşamanız
lazım.
|
Derviş Bekdik (19) |
Derviş
Bekdik: Anlatılmaz
yaşanır gibi bir his. “Dört
teker bedenini, iki teker ruhunu hareketlendirir.” diye bir cümle
döner bu camia içinde. Gerçekten
de öyle. İbre 100'
ü
geçtiğinde motosikletle bütünleşmiş oluyorsunuz. Motosiklet
kullanmak, hayatta
en çok zevk alabileceğiniz bir eylemdir.
Ama
hata
affetmeyen bir araçtır.
Buğra
Önem: O
iki teker altımdayken dünyalar
benim oluyor.
''O beni
bırakmadıkça asla bırakmayı düşünmüyorum''
Sinem
Genç: Hiç kaza yapıp
da motosiklet sürmekten vazgeçtiğiniz oldu mu?
Yunus
Gürkan Kinin: Kaza
yaptım.
İnsanlarımız sağ olsun. Kaza yapmayan yok denecek kadar azdır.
Bırakmayı vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Aksine
daha da çok bağlandım. Bir
daha aynı hatayı yapmamayı öğreniyorsunuz. Böyle yaparsam böyle
oluyor diyebiliyorsunuz ve tecrübe kazanıyorsunuz.
Doruk
Özmen: Maalesef birkaç
kazam var. Birkaç
diyorum çünkü en ufak badireleri de kaza olarak değerlendirdiğim
için öyle diyorum. Aslında bakarsanız ciddi bir kaza olarak tek
bir kazam var. Ama
çoğu motosiklet kazası yapan gibi ben de kazayı yaşadıktan
sonra bırakmayı düşünmedim. Aksine ne zaman ayağım alçıdan
çıkar da en
yakın zamanda nasıl tekrar tepesine tünerim o motorun dediğim
için hiç aklımdan geçmedi
vazgeçmek. Hatta alçıyı
çıkarmadan önce sağdan
soldan para bularak motorun her tarafını yaptırıp tekrar hazır
halde bekletiyordum.
|
Buğra Önem (27) |
Derviş
Bekdik: Tabiki
kazam
oldu. Tabiki
dememe şaşırmayın. Motosiklet
camiasında “Kaza yapmayan şoför,
şoför
değildir.” diye bir
cümle vardır.
Belki
kaza yapan kişilerin uydurmasıdır ama böyle bir laf dolanır her
zaman. Çok ağır bir kaza değildi. O
zamanlar ehliyetim yoktu ve
direkt olarak suçlu
bendim. Ama
motosikleti
bırakmayı tabiki de hiç düşünmedim. Çünkü tutku, heyecan,
adrenalin dolu bir
şey.
Anlatılmaz
yaşanır.
Buğra
Önem: Evet
dokuzuncu
yılımda
yaşadım. Birçok
kırığım, çatlağım
oldu
ve vücuduma
platinler
takıldı.
Ameliyat
evresinden iyileşme sürecine
kadar hep aklımdaydı.
İyileştikten
sonra
yürümeye
başladığımda
yaptığım ilk iş, arkadaşımı arayıp motoruyla yola çıkmak
oldu. O
beni bırakmadıkça asla
bırakmayı düşünmüyorum.
''Motorlar masumdur,
kullanıcıları motoru tehlikeli hale getirirler''
Sinem
Genç: Motosiklet tehlikelidir desem,
ne dersiniz?
Yunus
Gürkan Kinin: Motorlar
masumdur, kullanıcıları motoru tehlikeli hale getirirler. Trafik
kurallarına uyulursa, daha bilinçli kullanılırsa motosikletin
hiçbir tehlikesi yoktur. Aksine
çok eğlenceli ve ekonomik bir ulaşım aracıdır.
Doruk
Özmen: Motosiklet
tehlikelidir konusunda aslında bakarsanız eskiden sorsanız yok
canım trafik kurallarına uyduğunuz sürece hiçbir tehlikesi
yoktur, insan
kendi riskini kendi arttırır derdim. Risk arttırma konusu hala
öyle ama ülkemizde adı şoför
olan kasaplar bol. Yani
adam kasapmış, elinde satır varmış, satırı almışlar direksiyon vermişler. Hadi
bakalım sen taksicisin,
minibüsçüsün, devlet
otobüsü kullanıyorsun diyip salmışlar insanları ortalığa ve
onlar biçe biçe gidiyorlar. Yani özellikle ülkemizde, siz her
ne kadar
dikkatli bile olsanız elinizde olmayan bazı durumlar olabiliyor.
Bu yüzden motosiklet
maalesef bizim ülkemizde
tehlikelidir. Aslında
bakarsanız bu kabul
etmek zorunda olduğumuz bir durum.
Derviş
Bekdik: Tehlikeli
değil, kişiye göre değişen bir durum. Şoförün
kullanımıyla alakalı. Kendi
şeridinizden
giderseniz bir sıkıntı çıkmaz. Ama
adrenalin için aralara girerseniz arabaların fark etme durumu
azalıyor.
Buğra
Önem: Tehlikeli
tabiki. Fakat
eğitim ve bilinçli kullanım çok önemli.
''Ne yazık ki
ülkemizde çok da ucuz bir tutku değil''
Sinem
Genç: Motosiklet
tutkusu sizce pahalı bir tutku mu?
Yunus
Gürkan Kinin: İlk
önce motordan beklentileriniz ne
ona
bakmak lazım.
Yani yüksek sürat mı,
konfor mu, arazi mi, akrobasi mi,
yoksa özel üretim mi ya da A noktasından B noktasına gitmek için
ayağımı yerden kessin mi? Ortalama 2.000-2.500 TL'
den
başlayan ve
sonu olmayan bir konudur. Birçok
seçenek var. Bu
tamamen sizinle alakalı.
Doruk
Özmen: Motosiklet
tutkusu aslında bakarsanız dünya genelinde arabaya göre daha
ucuz. Harcamalar
bakımından düşündüğünüzde, özellikle dünyanın en pahalı
petrolünü ve benzinini
kullandığınızı düşünürseniz
çok daha ucuz ve bütçeli olduğu konusunda muhtemelen benimle
hemfikirsinizdir.
Motosikletin
çoğu artısı olmasına, trafiği rahatlatmasına,
daha az emisyon salınımı olmasına rağmen, ÖTV(Özel Tüketim Vergisi) ve Motorlu
Taşıtlar
Vergisi' nin çok yüksek olmasından dolayı ne
yazık ki ülkemizde çok da
ucuz bir tutku değil.
Derviş
Bekdik: Bu
maddiyat konusu istediğiniz
motosiklete bağlı bir durum. Çok güçlü bir motosiklet alırsanız bakımları ve yakıtı pahalı
olacaktır tabi ki. Ama
orta bütçeli bir motosiklet alırsanız bakımları da ona göre
olacaktır. Bakım konusunda örnek vermek gerekirse şuanki
motosikletim 11 beygir 125 cc 8000, bakımı ise
120 tl civarı tuttu. Bunun
yerine 50, 60 beygir yarış
motosikleti
olsaydı 200-250 civarı bir bakım ücreti olabilirdi. Bakımdan
önce de olması gereken ya da alınması gereken kask, eldiven, mont
gibi
ekipmanların kabaca
bir hesabını
yaparsak da
800-1.000
TL
arasında
fiyat
değişir.
Buğra
Önem: Grubuna,
klasmanına göre değişken bir tutkudur.
'' Biz de can
taşıyoruz''
Sinem
Genç: Türkiye' de
insanların motosiklete bakışı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yunus
Gürkan Kinin: İlk
önce insanlarımızın bilinçlenmesi gerekiyor. Motosiklet kullanan
insanlara haksızlık ediliyor. Motosiklet kullananların da bir
ailesi ve her akşam eve dönmesini
bekleyenleri var.
Biz de can taşıyoruz. Trafikte araçların arasından geçerken
araçların kapı açmalarından tutun, sigara izmaritleri atanlar mı
dersiniz, pet şişeler mi, sakızlar, bebek, bezleri gibi
daha neler var anlatmakla bitmez. Öncelikle ben gidemiyorsam o da
gitmesin mantığından vazgeçelim. Sen de motor al, sen de git.
Kimse
sana engel olmuyor ki! Trafikte kırmızı ışık yandığında
arabaların arasından geçip en ön sıraya gitmemizden nefret
ediyorlar.
Doruk
Özmen: Aslında
bakarsanız 15-20 yıl öncesinden gelen, benim anladığım
kadarıyla motosikletçi adam serseri adamdır görünüşü var.
Trafikte
çok saygı duyulmazsınız. Dışarıda bir insanla konuştuğunuz
zaman genel olarak insanlar
''tamam,
motosiklet varsa altında serseridir''
gibi bir önyargı genel olarak oluyor. Ancak bunun yanı sıra
özellikle şehirler arası yollarda gidiyorsanız, trafikte size yol
vermeye, selam vermeye çalışan oluyor.
Herhangi bir yerin önüne
çektiğiniz
zaman motosikletinizi parkederken gelip sizinle konuşmaya, bilgi
almaya çalışan insanların
da yavaş yavaş olduğunu gördükçe
insanın hoşuna gidiyor. İnsanların motosiklet kullanan insanlara
bakışının olumlu olması her zaman
tercih edilir bir durum. Umarım bundan sonra da öyle olur.
Derviş
Bekdik: İnsanımız
yargısız infaz yapmayı çok sever ama bu görüş açısında
motorcuların da etkisi var. Riskli
kullanmalarından dolayı, ülkemizde motosikletçilerin
hepsi hatalı olarak
görülüyor.
Motosiklete at arabası gibi
bakılıyor. Ben de araba
kullanmaya başlayalı bir
yıl gibi bir süre oldu. Motosikletler
bazen gerçekten de fark edilmiyor ama bu hepsini haksız yapmaz tabi
ki.
* ''Buğra Önem (27)'' fotoğrafı Buğra Önem' in arşivinden alınmıştır.
Haber-Fotoğraflar: Sinem Genç