6 Mart 2015 Cuma

MOTOSİKLET AŞIKLARI

Motosiklet tutkusu haberlerinin ikinci haftasında, bu tutkunun başrollerine yer verdik. Motosikleti ulaşım aracından öte bir aşk olarak yaşayan motor severler ile bu tutku üzerine sohbet ettik.

Yaşı kaç olursa olsun çoğu motor sever, motosiklete bindiği andan itibaren kolay kolay kullanmaktan vazgeçemiyor. Trafikte ve toplumda motosiklet sürücülerine karşı olan önyargının çok fazla olmasına rağmen, bu onların motosikletten vazgeçmelerine neden olmuyor. Önyargıyı bırakın geçirdikleri kazalar bile motosikletleri ile yollarını ayırmalarına engel olmuyor. Biz de motosikletleri hayatlarında büyük önem taşıyan motor severler ile bu tutku üzerine konuştuk.



''Çocukken bütün arkadaşlarımın oyuncak arabaları vardı, benim ise oyuncak motorlarım''



Sinem Genç: Motosiklet ile ilk tanışmanız ne zaman oldu?


Yunus Gürkan Kinin (23)
Yunus Gürkan Kinin: Çocukluğumdan beri hatırlamıyorum desem yeridir. Ama 13-14 yaşından beri aktif olarak motosiklet kullanmaktayım. Ailemizin içinde hep bir motor sevgisi vardı. Çocukken bütün arkadaşlarımın oyuncak arabaları vardı, benim ise oyuncak motorlarım. Çok güzel bir koleksiyona sahiptim.

Doruk Özmen: 3 yıldır motosiklet kullanıyorum. Ama ilk, orta okulda bir arkadaşımın arkasına artçı(arka yolcu) olarak binmiştim. O gün hissettim motosikletin üzerinde olmanın nasıl bir duygu olduğunu. O zamandan beri her fırsatta arkadaşlardan ödünç alarak binmeye çalışıyordum.

Derviş Bekdik: Fast food dükkanımız vardı. 2010 yılında motosikletin koltuğuna gizli gizli oturmuştum. Anahtarı kimse yok iken almıştım ve semt içinde bir tur atmıştım. İlk kez ön koltuğa oturmama rağmen dükkanın önüne düşmeden geri gelebilmiştim. Sonra siparişlere gide gele zamanla geliştirmiştim kendimi. Hala da kullanmaya devam ediyorum.

Buğra Önem: İlk tanışmam 3.5 yaşında dedemin bana akülü motor almasıyla başladı diyebilirim. Profesyonel olarak da 12 yıldır kullanıyorum.



''Dakikalar değil saatler kazandıran müthiş bir ulaşım aracı''


Sinem Genç: Motosiklet sizin için hayatı kolaylaştıran bir ulaşım aracı mı, yoksa bir tutku mu?
Yunus Gürkan Kinin: Motosiklette ne ararsanız var aslında. Herkes farklı şekilde yorumlar. Otomobil kullananlardan farkımız var. Otomobil kullanan bir yerden bir yere gitmek için otomobil kullanır. Motorcu ise motor kullanabilmek için bir yerden bir yere gider.

Doruk Özmen (23)

Doruk Özmen: Kesinlikle bir tutku. En azından benim için. Ben 1,5 buçuk iki sene boyunca ailemden gizli para biriktirip, çalışıp, çoğu şeyden fedakarlık yapıp aldım ve ondan sonra motoru aileme söyledim. Çünkü bizimkiler zamanında çok karşılardı. Tabi hala çok istemiyorlar. Ama onların da kötü niyetleri yok. Tutku olmasının yanında elbette ki hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle İstanbul' daki gibi bir trarikte gün içinde farklı noktalarda halletmeniz gereken birkaç işiniz varsa hayatı çok kolaylaştıran ve gün içinde size dakikalar değil saatler kazandıran müthiş bir ulaşım aracı. Hala nasıl bizim ülkemizde motosikletin yaygın olmadığını anlamak pek de kolay değil aslına bakarsanız. İnsanlar yavaş yavaş kullanmaya başladılar. Ufak ufak scooterlar ulaşım için, işine gitmek için kullanılıyor. Ancak hala gereken özen gösterilmiyor motosiklete. Tabii devletin de bu konuda motosiklet alımını desteklememesi ve vergi oranlarını düşürmemesi de bu işin cabası.

Derviş Bekdik: Benim için her ikisi de. 4 teker de var ama iki kişi veya kalabalık semtlere gittiğimde tabiki de motosikleti tercih ediyorum. Hayatı acayip derecede kolaylaştırıyor. Trafik derdi, yola çıkarken yol durumuna bakmak yok, çok rahat bir durum.

Buğra Önem: O bir aşk. Tabiki A noktasından B noktasına ulaşım, arabaralara oranla daha kısa süreli.



“Dört teker bedenini, iki teker ruhunu hareketlendirir”


Sinem Genç: Motosiklet kullanmak nasıl bir zevk veriyor?
Yunus Gürkan Kinin: Tarif etmesi mümkün değil derlerler ya denemeden anlayamazsın diye, bu da öyle bir şey. Ekstra süper güçleri olan bir insan gibi hissediyorsunuz. Süper kahraman gibi ruhunuz özgür, yolunuz açık, kendi heyecanınızı kendiniz yaratıyorsunuz, kimi zaman uçuyorsunuz. Yoldaki kesik çizgileri, düz bir çizgiymiş gibi görmenin verdiği keyfi tarif edemem. Yaşamanız lazım.

Derviş Bekdik (19)

Derviş Bekdik: Anlatılmaz yaşanır gibi bir his. “Dört teker bedenini, iki teker ruhunu hareketlendirir.” diye bir cümle döner bu camia içinde. Gerçekten de öyle. İbre 100' ü geçtiğinde motosikletle bütünleşmiş oluyorsunuz. Motosiklet kullanmak, hayatta en çok zevk alabileceğiniz bir eylemdir. Ama hata affetmeyen bir araçtır.

Buğra Önem: O iki teker altımdayken dünyalar benim oluyor.



''O beni bırakmadıkça asla bırakmayı düşünmüyorum''


Sinem Genç: Hiç kaza yapıp da motosiklet sürmekten vazgeçtiğiniz oldu mu?
Yunus Gürkan Kinin: Kaza yaptım. İnsanlarımız sağ olsun. Kaza yapmayan yok denecek kadar azdır. Bırakmayı vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Aksine daha da çok bağlandım. Bir daha aynı hatayı yapmamayı öğreniyorsunuz. Böyle yaparsam böyle oluyor diyebiliyorsunuz ve tecrübe kazanıyorsunuz.

Doruk Özmen: Maalesef birkaç kazam var. Birkaç diyorum çünkü en ufak badireleri de kaza olarak değerlendirdiğim için öyle diyorum. Aslında bakarsanız ciddi bir kaza olarak tek bir kazam var. Ama çoğu motosiklet kazası yapan gibi ben de kazayı yaşadıktan sonra bırakmayı düşünmedim. Aksine ne zaman ayağım alçıdan çıkar da en yakın zamanda nasıl tekrar tepesine tünerim o motorun dediğim için hiç aklımdan geçmedi vazgeçmek. Hatta alçıyı çıkarmadan önce sağdan soldan para bularak motorun her tarafını yaptırıp tekrar hazır halde bekletiyordum.
Buğra Önem (27) 

Derviş Bekdik: Tabiki kazam oldu. Tabiki dememe şaşırmayın. Motosiklet camiasında “Kaza yapmayan şoför, şoför değildir.” diye bir cümle vardır. Belki kaza yapan kişilerin uydurmasıdır ama böyle bir laf dolanır her zaman. Çok ağır bir kaza değildi. O zamanlar ehliyetim yoktu ve direkt olarak suçlu bendim. Ama motosikleti bırakmayı tabiki de hiç düşünmedim. Çünkü tutku, heyecan, adrenalin dolu bir şey. Anlatılmaz yaşanır.

Buğra Önem: Evet dokuzuncu yılımda yaşadım. Birçok kırığım, çatlağım oldu ve vücuduma platinler takıldı. Ameliyat evresinden iyileşme sürecine kadar hep aklımdaydı. İyileştikten sonra yürümeye başladığımda yaptığım ilk iş, arkadaşımı arayıp motoruyla yola çıkmak oldu. O beni bırakmadıkça asla bırakmayı düşünmüyorum.



''Motorlar masumdur, kullanıcıları motoru tehlikeli hale getirirler''


Sinem Genç: Motosiklet tehlikelidir desem, ne dersiniz?
Yunus Gürkan Kinin: Motorlar masumdur, kullanıcıları motoru tehlikeli hale getirirler. Trafik kurallarına uyulursa, daha bilinçli kullanılırsa motosikletin hiçbir tehlikesi yoktur. Aksine çok eğlenceli ve ekonomik bir ulaşım aracıdır.

Doruk Özmen: Motosiklet tehlikelidir konusunda aslında bakarsanız eskiden sorsanız yok canım trafik kurallarına uyduğunuz sürece hiçbir tehlikesi yoktur, insan kendi riskini kendi arttırır derdim. Risk arttırma konusu hala öyle ama ülkemizde adı şoför olan kasaplar bol. Yani adam kasapmış, elinde satır varmış, satırı almışlar direksiyon vermişler. Hadi bakalım sen taksicisin, minibüsçüsün, devlet otobüsü kullanıyorsun diyip salmışlar insanları ortalığa ve onlar biçe biçe gidiyorlar. Yani özellikle ülkemizde, siz her ne kadar dikkatli bile olsanız elinizde olmayan bazı durumlar olabiliyor. Bu yüzden motosiklet maalesef bizim ülkemizde tehlikelidir. Aslında bakarsanız bu kabul etmek zorunda olduğumuz bir durum.

Derviş Bekdik: Tehlikeli değil, kişiye göre değişen bir durum. Şoförün kullanımıyla alakalı. Kendi şeridinizden giderseniz bir sıkıntı çıkmaz. Ama adrenalin için aralara girerseniz arabaların fark etme durumu azalıyor.

Buğra Önem: Tehlikeli tabiki. Fakat eğitim ve bilinçli kullanım çok önemli.



''Ne yazık ki ülkemizde çok da ucuz bir tutku değil''


Sinem Genç: Motosiklet tutkusu sizce pahalı bir tutku mu?
Yunus Gürkan Kinin: İlk önce motordan beklentileriniz ne ona bakmak lazım. Yani yüksek sürat mı, konfor mu, arazi mi, akrobasi mi, yoksa özel üretim mi ya da A noktasından B noktasına gitmek için ayağımı yerden kessin mi? Ortalama 2.000-2.500 TL' den başlayan ve sonu olmayan bir konudur. Birçok seçenek var. Bu tamamen sizinle alakalı.

Doruk Özmen: Motosiklet tutkusu aslında bakarsanız dünya genelinde arabaya göre daha ucuz. Harcamalar bakımından düşündüğünüzde, özellikle dünyanın en pahalı petrolünü ve benzinini kullandığınızı düşünürseniz çok daha ucuz ve bütçeli olduğu konusunda muhtemelen benimle hemfikirsinizdir. Motosikletin çoğu artısı olmasına, trafiği rahatlatmasına, daha az emisyon salınımı olmasına rağmen, ÖTV(Özel Tüketim Vergisi) ve Motorlu Taşıtlar Vergisi' nin çok yüksek olmasından dolayı ne yazık ki ülkemizde çok da ucuz bir tutku değil.

Derviş Bekdik: Bu maddiyat konusu istediğiniz motosiklete bağlı bir durum. Çok güçlü bir motosiklet alırsanız bakımları ve yakıtı pahalı olacaktır tabi ki. Ama orta bütçeli bir motosiklet alırsanız bakımları da ona göre olacaktır. Bakım konusunda örnek vermek gerekirse şuanki motosikletim 11 beygir 125 cc 8000, bakımı ise 120 tl civarı tuttu. Bunun yerine 50, 60 beygir yarış motosikleti olsaydı 200-250 civarı bir bakım ücreti olabilirdi. Bakımdan önce de olması gereken ya da alınması gereken kask, eldiven, mont gibi ekipmanların kabaca bir hesabını yaparsak da 800-1.000 TL arasında fiyat değişir.

Buğra Önem: Grubuna, klasmanına göre değişken bir tutkudur.



'' Biz de can taşıyoruz''



Sinem Genç: Türkiye' de insanların motosiklete bakışı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yunus Gürkan Kinin: İlk önce insanlarımızın bilinçlenmesi gerekiyor. Motosiklet kullanan insanlara haksızlık ediliyor. Motosiklet kullananların da bir ailesi ve her akşam eve dönmesini bekleyenleri var. Biz de can taşıyoruz. Trafikte araçların arasından geçerken araçların kapı açmalarından tutun, sigara izmaritleri atanlar mı dersiniz, pet şişeler mi, sakızlar, bebek, bezleri gibi daha neler var anlatmakla bitmez. Öncelikle ben gidemiyorsam o da gitmesin mantığından vazgeçelim. Sen de motor al, sen de git. Kimse sana engel olmuyor ki! Trafikte kırmızı ışık yandığında arabaların arasından geçip en ön sıraya gitmemizden nefret ediyorlar.

Doruk Özmen: Aslında bakarsanız 15-20 yıl öncesinden gelen, benim anladığım kadarıyla motosikletçi adam serseri adamdır görünüşü var. Trafikte çok saygı duyulmazsınız. Dışarıda bir insanla konuştuğunuz zaman genel olarak insanlar ''tamam, motosiklet varsa altında serseridir'' gibi bir önyargı genel olarak oluyor. Ancak bunun yanı sıra özellikle şehirler arası yollarda gidiyorsanız, trafikte size yol vermeye, selam vermeye çalışan oluyor. Herhangi bir yerin önüne çektiğiniz zaman motosikletinizi parkederken gelip sizinle konuşmaya, bilgi almaya çalışan insanların da yavaş yavaş olduğunu gördükçe insanın hoşuna gidiyor. İnsanların motosiklet kullanan insanlara bakışının olumlu olması her zaman tercih edilir bir durum. Umarım bundan sonra da öyle olur.

Derviş Bekdik: İnsanımız yargısız infaz yapmayı çok sever ama bu görüş açısında motorcuların da etkisi var. Riskli kullanmalarından dolayı, ülkemizde motosikletçilerin hepsi hatalı olarak görülüyor. Motosiklete at arabası gibi bakılıyor. Ben de araba kullanmaya başlayalı bir yıl gibi bir süre oldu. Motosikletler bazen gerçekten de fark edilmiyor ama bu hepsini haksız yapmaz tabi ki.



* ''Buğra Önem (27)'' fotoğrafı Buğra Önem' in arşivinden alınmıştır.



Haber-Fotoğraflar: Sinem Genç
Haber Türü: Foto Haber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder