15 Mayıs 2015 Cuma

MOTOSİKLETLİLERİN ALTIN ELBİSELİ ADAMI

Barkın Bayoğlu
Telefon şirketindeki görevinden ayrılıp motosiklet dünyasına adım atan Barkın Bayoğlu, Altın Elbiseli Adam lakabıyla bir anda bütün motosikletlilerin tanıdığı isim oldu. Altın Elbiseli Adam projesine 2008 yılında başlayan Bayoğlu, ekibiyle birlikte çalışmalarını sürdürüyor ve her çarşamba Youtube' dan canlı yayın yapıyor.

Altın Elbiseli Adam, tanımayanlar için esrarengiz bir isme sahip. Ama hangi motosiklet meraklısına sorsanız size kim olduğunu hemen söyler. Motosikletçi dostu ve motosiklet meraklısı olan Altın Elbiseli Adam yani Barkın Bayoğlu ile bu hafta röportaj yaptık. Motosiklet merakıyla tanınan Bayoğlu, evinde bulunan bir odasında maketler de yapıyor. Bir yandan ev olarak kullandığı ofisine konuk olduğumuz Bayoğlu; motosiklet dünyasına girmesini, Altın Elbiseli Adam ismine nasıl karar verdiğini, ekibini ve çalışmalarını anlattı.



''Altın Elbiseli Adam ismi bir Türk Prensi' nden geliyor''

Canlı yayının yapıldığı stüdyo.
Barkın Bayoğlu' nun herkes tarafından bilinen Altın Elbiseli Adam ismi Kazakiztan' da M.Ö. 500 yıl önce yaşamış bir Türk Prensi' nden geliyor. Bayoğlu, ''Motosiklet dergisinde test ve haber editörüyken bir sponsor bize deri tulum verdi ve o sırada İtalya' da dore modaymış. Bu yüzden bize altın rengi yolladılar. Biz de bir isim bulalım diye düşünürken Altın Elbiseli Adam olsun dedik. Altın Elbise Kazakistanda bulunmuş ve M.Ö. 500 yıl önce yaşamış bir Türk Prensi' ne ait bir zırh. Hem içinde motosiklet geçen bir isim olmasın istedik hem gönderme olur dedik. Bir de kahraman yaratma peşindeydik ve Altın Elbiseli Adam ismine karar verdik'' diye ifade etti.




Bayoğlu' nun 1000cc kategorisinde ikincilik ödülü.
''Bir adamdan nefret ediyorsam neden onun zengin olması için çalışıyorum ki''

Barkın Bayoğlu, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler eğitimi aldıktan sonra telefon şirketinde görev aldı. İşte Bayoğlu, çalıştığı o dönemde motosiklet ile ilgili yapmak istediklerini gerçekleştirmeye karar verdi ve işten ayrılıp motosiklet dünyasına giriş yaptı. ''Ben bir adamdan nefret ediyorsam neden onun zengin olması için çalışıyorum ki'' diyen Bayoğlu 2008 yılında Altın Elbiseli Adam projesine başladı. İki Teker Motosiklet Dergisi ve Oto Haber Dergisi' nde editörlük yaptı ve motosiklet testleri hazırladı. Daha sonra motosiklet dünyasındaki kariyerine Piston ve Altın Elbiseli Adam programlarıyla devam etti. Şimdi ise Altın Elbiseli Adam adlı internet sitesinde ekibiyle birlikte çalışmalarına devam ediyor.


Barkın Bayoğlu' nun yaptığı maketlerden biri.
Barkın Bayoğlu' nun yaptığı uçan kamera.


''Televizyoncuların aksine biz motorculardanız''

Altın Elbiseli Adam ekibi 8-9 kişiden oluşan bir ekip. Bayoğlu, ekipteki sayının zaman zaman arttığını söylüyor. Bayoğlu, ekibe girmek için kişinin ekiple birlikte takım halinde çalışabilmesi ve uyum sağlaması gerektiğini söyledi. Ekipteki hemen hemen herkes ekran karşısına çıkıyor. Altın Elbiseli Adam ekibi motosiklet videoları çekiyor. Motosiklet sürüş teknikleri videoları çekiyor ve motosikletleri inceliyorlar. Motosiklet sürücülerinin dertlerini anlattıklarını söyleyen Bayoğlu, ''Televizyoncuların aksine biz motorculardanız ve dolayısıyla izleyici kendisine bize çok yakın buluyor'' diye konuştu.


Canlı yayın için videoların kurgusu hazırlanıyor.
Çekimlerin yazıldığı pano.

Çalıntı Motosiklet Hattı

Barkın Bayoğlu tarafından yapılan motosiklet.
Altın Elbiseli Adam, ekibiyle birlikte bir de çalıntı dosyası hazırlıyor. 2009 yılında motosikletini çaldırıp daha sonra 2012 yılında aldığı diğer motorunu da çaldırdığını söyleyen Bayoğlu, bunun üzerine böyle bir çalışma yapmaya karar vermiş. Sistem ise şu şekilde çalışıyor: Eğer motorunuz çalınıyorsa polis zabtıyla birlikte motosikletin fotoğrafı, rengi, ruhsatı ve nereden çalındığı gibi bilgileri bildiriyorsunuz ve Altın Elbiseli Adam sitesinde bu çalıntı haberi paylaşılıyor. Bu çalışmalarının dikkat çektiğini söyleyen Bayoğlu, ''Çok arkadaşımızın canı yanmıştı, motosikleti çalınmıştı. Bununla ilgili elimizden ne gelir diye düşünürken böyle bir şey yapmaya karar verdik. Madem bu kadar insan bizi izliyor, biz de çalınan bu motosikletleri haber yapalım dedik. Hepsi değil ama bulunanlar oldu. Ama sanırım bu yaptığımız faaliyet bir yerlere ulaştı ki yakın tarihlerde motosiklet hırsızlığından 17 kişilik bir çete çökertildi'' diye sözlerine ekledi.




Haberin videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz:





Haber-Kamera: Sinem Genç
Haber türü: Multimedya haber




8 Mayıs 2015 Cuma

MOTOSİKLET KÜLTÜRÜ DERGİSİ: MOTORON

Türkiye' de motosiklet kültürüne yönelik dergiler, sayı ve çeşitlilik olarak çok fazla yer almıyor. Zaten var olan dergilerin sayısı da 10' u bile geçmiyor. Motoron Dergisi de, bu var olan dergilerin içinde motosiklet tutkunlarına yönelik içeriğe sahip motosiklet dergilerinden biri. Biz de Mototutku olarak bu hafta Motoron Dergisi' nin Editörü Cem Batırbaygil ile görüştük.

Türkiye' de motosiklet dergisi yok denecek kadar az. Hele ki piyasada yüzlerce magazin ve moda dergilerinin arasından motosiklet dünyasına yönelik dergileri bulmak zor oluyor. 10 yıl önce yayın hayatına atılan Motoron Dergisi, motosiklet meraklılarına alternatif bir dergi olarak piyasada yer alıyor. Dergi ilk olarak altı ay boyunca iki ayda bir çıktı. Daha sonra okuyucuların ilgisi üzerine iki ayda bir çıkan Motoron Dergisi, her ay yayınlanmaya başlandı ve bugüne kadar 120' ye yakın sayıya ulaştı. Motoron Dergisi büyük gazete bayilerinde, D&R mağazaları ve motosikletim.com.tr alışveriş sitesinde 8,75 TL' ye satılıyor. Dergide yeni çıkan modeller, ilk kez test edilen motosikletler ve yarışlar ana konuları oluşturuyor. Motosiklet kültürüne destek olan gezi, eğitim ve deneyime dayalı konuları ise sırayla gündeme alınıyor.



Motoron Dergisi Editörü Cem Batırbaygil
Amaçları motosiklet kültürünün yaygınlaşması

Motoron Motosiklet Kültürü Dergisi editörü Cem Batırbaygil, dergiyi yayın hayatına hazırlarken beklentilerinin çok yüksek olmadığını söyledi. Tirajı hiç dert edinmediklerini söyleyen Cem Batırbaygil, tek amaçlarının sektörün referans dergisi olmayı başararak motosiklet kültürününün yaygınlaşmasına yardımcı olmak istediklerini sözlerine ekledi.




Motoron Dergisi 2015 Mayıs sayısı.
''Bu tutku olmazsa derginin başarısından söz etmek olanaksız olur''

Motoron Dergisi 10 kişilik çekirdek bir ekipten oluşuyor. Derginin ofiste çalışanları dışında, Türkiye’de motosikletin yoğun kullanıldığı bölgelerde yaşayan ve dergiye haber akışı sağlayan muhabirler var. Ayrıca yurt dışında motosiklet testleri yapan, geçmişte motosiklet yarışlarında dereceler almış yabancı uyruklu yazarlar da yazıları ile dergiye katkıda bulunuyor. Dergide çalışanlar farklı meslek gruplarından gelseler de hepsi aynı noktada, motosiklet tutkusunda buluşuyor. Derginin tüm muhabirleri gibi kendisinin de motosiklet tutkunu olduğunu söyleyen Batırbaygil, ''Zaten bu tutku olmazsa derginin başarısından söz etmek olanaksız olur'' dedi.




''Motosikleti olmayanlar da dergimizi takip ediyor''

Dergide motosiklet testleri oluyor.
Motoron Dergisi' nin bir sektör dergisinden çok daha fazla ilgi çeken dergi olduğunu söyleyen Batırbaygil, ''Sadece sektörün içindekiler satın almıyor, motosiklet kullanıcıları ve hatta motosikleti olmayanlar da dergimizi takip ediyor'' dedi. Derginin beklentilerinin tam karşılığını aldıklarını söyleyen Cem Bey, Motoron Dergisi' nin tirajın yanı sıra sosyal medyada da sektörün en çok takip edilen dergilerinden olduğunu sözlerine ekledi.



Motoron Dergisi 2015 Ocak sayısı kapağı.
''Motosikletin bir hobi değil, ulaşım aracı olarak algılanması gerekir''

Cem Batırbaygil motosiklet kültürünün Türkiye' de gelişmesi için ne yapılması gerekilir sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı: ''Bu uzun uzadıya tartışılması gerekilen bir konu. Ancak anlık değil, sağlıklı ve uzun soluklu bir büyümeden söz ediyorsak, motosikletin bir hobi değil, ulaşım aracı olarak algılanması gerekir. Bunu gerçekleştirdiğimizde sektör yeterli güce erişir ve motosiklet kültürünün pozitif yöndeki gelişimi de gerek etkinliklerle gerek iletişim yöntemleriyle istenilen noktaya çekilebilinir.''






Haber türü: Foto haber

30 Nisan 2015 Perşembe

BİTİŞE İLK KİM VARACAK?

 
 Motosiklet kullanıcısı kask kamerasını hazırlarken.
Kasklarımızı takıp yola çıkmaya hazırız.

Bloğuma başladığımdan beri görüştüğüm motosiklet kullanıcılarından duyduğum ortak şikayet, özel araçların trafikte çok yer kapladığı ve trafik sıkışıklığına yol açtığı oldu. Özel araçların trafikte zaman kaybı olduğunu ve motosiklet kullanımının artması ile kişinin zaman kaybından tasarruf edeceğini söylüyorlar. Araçla gidilen yolu motosiklet ile daha kısa sürede gittiklerini iddia ediyorlar. Bu hafta biz de Mototutku olarak bu iddiayı göstermek için belli bir güzergahta motosiklet ile harcanan zaman ve özel araçla harcanan zaman arasındaki farkı ele aldık.


               
                Motosiklet ile çekilen görüntü.
Özel araç ile çekilen görüntü.

Zaman farkını göstermek için hem motosiklette hem de arabada kamera ile çekim yaptık. Haberimiz için bir tarafta kameramızı arabaya, diğer tarafta ise motosiklet kameramızı kaska yerleştirdik. Başlangıç noktamızı Beşiktaş, varış noktamızı Rumeli Hisarüstü' ndeki Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü olarak belirledik ve yola çıktık. Gelin hep birlikte özel araç ve motosikletle gidilen yolun zaman farkını gösteren videomuzu izleyelim:




Beşiktaşta başlayıp Rumeli Hisarüstü' ndeki Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü önünde bitirdiğimiz yolculuğumuzu araba ile 45 dakikada tamamladık. Aynı güzergahta motosikletle yaptığımız yolculuğumuz ise 14 dakikada bitti. Böylece motosiklet kullanıcılarının söylediği zaman farkının doğruluğunu bu çekimle görmüş olduk. 



Haber: Sinem Genç
Kamera(Araba görüntüleri): Sinem Genç
Haber türü: Multimedya haber

24 Nisan 2015 Cuma

KİŞİYE ÖZEL MOTOSİKLET DİYORSANIZ CUSTOM MOTOSİKLET

Motosiklet kullanımının yaygınlaşmaya başlamasıyla custom motosikletlere olan ilgi de artmaya başladı. Bilmeyenlere anlatalım. Custom motosiklet, var olan bir motosikletin kişiye özel tekrardan tasarlanıp, düzenlenerek kimsede olmayan bir motosiklet ortaya çıkarılmasıdır. Müşteri gidip isteklerini tasarımcıya söylüyor. Tasarımcı müşterinin isteklerine uygun tasarımı yapıyor ve motosiklet sahibi bu tasarımı onayladıktan sonra tasarımcı motosikleti canlandırmaya başlıyor. Siz motosikleti toprakta kullanacağım ya da asfaltta kullanacağım, arkasında artçı koltuğu olsun ya da rengi sarı olsun diyorsunuz ve ona göre motosikletiniz tasarlanıyor.

Türkiye' de henüz kişiye özel motosiklet yapan yerler çok fazla yok. Acıbadem' de yer alan Rumble Custom da kişiye özel motosiklet tasarımı yapan birkaç yerden biri. Rumble Custom' ın tasarımcılarından Ömer Çağatay Açıkgöz ve Doğa Danış cafe racer, bobber tarzı İngiliz tarzı motosikletler yapıyor. İngiliz tarzı motosikletlerin dış görünüşlerinin daha çekici gelmesi ve İngilizlerin 1950' lerde ve 1960' larda hem hızlı motosikletlerini şehrin bir ucundaki kafedeki karşıt gruplarla boy ölçüşmek hem de sosyalleşmek için yaptığı yarış hikayesi onları İngiliz tarzı motosiklet tasarımları yapmaya itmiş.

Ömer Bey, müşterilerinin daha çok yönetmen ve sanat direktörlerinden olduğunu söylüyor. Tasarım sürecinin 1 hafta sürdüğünü söyleyen Ömer Çağatay Açıkgöz, müşteri tarafından tasarım onaylandıktan sonra anahtar tesliminin bir buçuk iki ayda olduğunu söylüyor. Fiyatlara gelince de motosikletin aksesuarları, boyaları için 6 bin ile 10 bin lira arasında değişiklik gösteriyor. Ömer Bey, kendilerinin de 3 bin lira tasarım ve işçilik bedeli aldıklarını söylüyor. Yani müşteri kendi motosikletlerinin fiyatı ile birlikte toplamda 15 ile 20 bin lira arasında kimsede olmayan motosiklete sahip oluyor. Tabi bu fiyat müşterinin bütçesine göre düşebiliyor ya da artabiliyor. Eğer müşterinin bütçesi varsa fiyat 40 bin 50 bin liraya kadar da çıkabiliyor, bütçe az ise 10 bin liraya kadar düşebiliyor.




Haberin videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz:






Haber-Fotoğraf: Sinem Genç
Haber türü: Sesli foto röportaj

17 Nisan 2015 Cuma

HERKES MOTOSİKLETİNİN BAŞINA

Taksim Atatürk Kültür Merkezi ve Bostancı Deniz Otobüsü İskelesi önünden servisler hareket ediyor. İster servislere atla ya da özel aracını kullan. İstikamet ise Kocaeli'ndeki Honda'nın motosiklet eğitim merkezi. Kocaeli mi çok uzak orası demeyin. Eğer motosiklet kullanmayı seviyorsanız gittiğiniz andan itibaren iyi ki gelmişim diyorsunuz.

Öğrenciler kukalar arasında motosiklet kullanıyor.

Eğitim alanına varır varmaz gelen öğrenciler kadar Mototutku olarak biz de heyecanlıydık. Kocaman bir pist, koruma malzemelerini takmış motosiklete binen 12 öğrenci bariyerler arasında motosikletlerini sürüyor. Eğitim saat 9' da başlayıp 16.30' da son buluyor. Saat 12'de eğitime mola verip öğle yemeğine gidiyorlar. Biz de o arada hemen şef eğitmen Tayfun Gülhan' la röportajımızı yapıp, eğitim hakkında bilgi alıyoruz.



'' Dersler Japonya ana merkezdeki eğitimlerle birebir aynı''

Tayfun Gülhan
Tayfun Gülhan, Honda Motosiklet Eğitim Merkezi' nde şef eğitmen. Eğitime gelen öğrencilere motosiklet için güvenli sürüş dersleri veriyor. Tayfun Bey, burada yapılan derslerin Japonya ana merkezlerindeki eğitimlerle birebir aynı ve gelen öğrencilere trafikte güvenli sürüş konusunda faydalı olabilecek eğitimler olduğunu söylüyor. Eğitim merkezi yıl boyunca açık. Öğrenciler her gün eğitim için Kocaeli' ne geliyor. Tayfun Bey, kış dönemlerinde katılımın azalmasına rağmen diğer mevsimlerde sınfların hep dolu olduğunu söylüyor. Her kesimden katılımcının olduğunu söyleyen Tayfun Bey, erkek öğrencilerin katılımının daha fazla olduğunu söylüyor. Biz de eğitime gittiğimizde 12 kişilik sınıfta sadece iki kadın öğrenci vardı.



''Bisiklet dengesi olan herkes bu eğitimlere katılabilir''

Eğitmen öğrencilere bilgi verirken.

Başvurular eğitim merkezinin internet sitesinden yapılıyor. Başvuru için de 17 yaşından büyük olunması gerekiyor. 17 yaşında olanların ise velilerinden imzalı bir kağıt almaları gerekiyor. Eğitimlere katılmak için öğrencinin illaki motosiklet ehliyeti olmasına gerek yok. Motosiklet ehliyeti olmayan ya da kullanmayı bilmeyen insanlar da başvurabiliyor. Tayfun Bey, bisiklet dengesi olan herkesin bu eğitimlere katılabileceğini söylüyor. Tayfun Bey sözlerine şunları da ekliyor: ''Buradaki yapı güvenli sürüş üzerine dayalı. Eğitimi kapalı bir alanda yapıyoruz. Motosiklet kullanım teknikleri ve hakimiyet özelliği yönünde çalışmalar yapıyoruz.''




''Eğitimlerden sonra öğrenciler motosiklet kullanabiliyor'' 

Eğitmenler sürüş sırasındaki hataları öğrencilerine anlatıyor.
Konu eğitimlere gelince ise Tayfun Bey iki günlük ana eğitimler ve tek günlük eğitimlerin olduğunu söylüyor. Güvenlik Sürüş Eğitimi 1, bisiklete dengesi olan ama motosiklet kullanmayı bilmeyen kişilerin katıldığı bir eğitim. Eğitimin ikinci günü Honda'nın CBF 150 motosikletlerı ile derslere devam ediliyor. Bu eğitimden sonra kullanıcı motosiklet kullanabilir hale geliyor. Tayfun Bey, Güvenli Sürüş Eğitim 1'in bizim ülkemizde trafiğe çıkmak için yeterli olmadığını söylüyor. O nedenle Güvenli Sürüş Eğitim 1 dersleri alındıktan sonra öğrencilere Sürüş Eğitimi'nin ikincisine katılmaları öneriliyor. Güvenli Sürüş Eğitimi 2'de de aynı motosikletle eğitim veriliyor. Ama bu sefer daha gelişime yönelik ve zorlu olmaya başlıyor. Eğitim ikiyi aldıktan sonra da sıra üçüncü aşamaya geliyor. Bu aşamada CBF 1000 motorlar kullanılıyor. Tayfun Bey, eğitim almak isteyenlerin sırasıyla alması gerektiğini söylüyor. Çünkü eğitim üçü almak için ikiyi almak gerekiyor. Güvenli Sürüş Eğitim 4 ise tek günlük bir eğitim. Bu aşamada da yine CBF 1000 motorlar kullanılıyor. Fakat bu eğitim daha performansa dayalı, daha zorlayıcı ve farklı farklı parkurları olan bir çalışma oluyor.

Dört ana eğitimin dışında bir de yolculu sürüş eğitimi var. Artçısı olan ya da artçısından memnun olmayanların katıldığı bir eğitim bu. Eğitimde sürücünün dışında artçı için de eğitim veriliyor.

Bunların haricinde iki tane hazırlık sınıfları var. Güvenli Sürüş 2 Hazırlık ve Güvenli Sürüş 3 Hazırlık olarak ara geçişler için eğitim oluyor. Bu eğitimler de sürüş eğitimi ikiden üçe ya da üçten dörte geçmek isteyen öğrencilerin zorlanmalarını engellemek için yapılan bir günlük dersler oluyor. Her aşamaya göre derslerin verildiği eğitimlerin ücretleri ise 235 ile 475 lira arasında değişiyor.



Eğitim sırasında motosiklette dengesini kaybedenler oluyor.
Tek günlük eğitimler motosiklet kullanmayı öğrenmek için yeterli oluyor

Eğitimlerin bir ya da iki günlük olması aklımıza hemen ''bu kadar sürede öğrenilir mi?'' sorusunu getiriyor. Ancak tek günlük eğitimlerin yeterli olduğunu söyleyen Tayfun Bey konuyla ilgili olarak şunları söyledi: ''Bizim çalışma sistemimizde kolaydan zora giden bir yapı var. Burada disiplin içinde bir çalışma oluyor ve bu çalışmamız kimilerine göre biraz yorucu geliyor. Ama buradan her çıkan motosikleti kullanmayı öğrenerek çıkıyor.''




''İnternette motosikletler hakkında çok fazla bilgi kirliliği var'' 

Eğitmen ile öğrenci konuşurken.
Genellikle eğitim almadan motosiklet kullanmak için bir arkadaşından ya da motosiklete binmeyi bilen herhangi birisinden yardım alan insanlar var. Bu tarz motosiklet eğitimlerini gereksiz bulanlar oluyor. Tayfun Bey bu konu hakkında şunları söyledi: ''Motosiklet konusunda hep bir bilinmeyen var. Biz motosiklet kültürünü geç keşfetmiş bir toplumuz. O nedenle motosikleti bilen kişiler kim bilmiyoruz açıkçası. İnternette de motosikletler hakkında çok fazla bilgi kirliliği var ve bu bilgiler motosiklet sürücülerini etkiliyor. Eğitim sırasında biz burada kendilerini doğru ekipman, motosiklet konusunda, yapmaları gereken ve gelecekle ilgili motosiklet planları hakkında bir danışmanlık hizmeti de veriyoruz. Yani dışarıda sağdan soldan duyulan, görülen bilgiler çok da doğru olmuyor.'''




Haberin videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz:







Haber: Sinem Genç
Kamera: Ece Kartal
Haber Türü: Multimedya Haber






10 Nisan 2015 Cuma

MOTOSİKLETÇİLERİN UĞRAK YERİ

Bazı mekanların önünde park halinde birden fazla motosiklet vardır. Mekana girip içeriye bakınca ise dışarıda duran motosikletlerin kullanıcılarını görürüz. Toplu halde oturmuş, birşeyler içip yiyerek sohbet ediyorlardır. Bu görüntüyle çoğu zaman karşılaşabiliyoruz. Motosikletçiler akşam iş çıkışı ya da hafta sonu buluşup bir kafede oturup birlikte vakit geçirirler. Motosikletler hakkında tartışır, uzun yol seyahatlerini planlar ya da günlük hayatları hakkında konuşurlar. Birlikte vakit geçirip gün sonunda da motosikletlerine atlayıp ayrılırlar. Bu kafeler bir nevi onların birlikte vakit geçirip sosyalleştiği alanlardır. Ancak motosikletlilerin birlikte vakit geçirdiği yerler çok olsa da sadece motosiklet kullanıcılarına hitap eden bir yer bulmak zor. Hatta yok denecek kadar az. Yurtdışında sadece motorculara hitap eden kafeleri, barları görmek çok kolay. Fakat Türkiye' de özellikle motosiklet kültürünün gelişmiş olmaması ve motosikletlilerin hala tam olarak kabul edilememesi bu tarz kafelerin olmasını zorlaştırıyor.


Ferhat Şerifoğlu
Türkiye' de bu tarz mekanlar az olsa da sadece motosiklet kullanıcılarına hitap eden bir dekorla oluşturulan yerler motosiklet kullanıcıları tarafından yoğun ilgi görüyor. Bunlardan biri de Bakırköy' deki Moto Garage Kafe. Yedi ay önce açılan Moto Garage Kafe motosikletliler düşünülerek dekore edilmiş bir kafe. Adının kafe olduğuna bakmayın. İçinde hem kafe hem motosiklet aksesuarlarının satıldığı bir mağaza ve servis var. Yani hem motosiklet kullanıcılarının vakit geçirdiği hem motosikletlerinin ihtiyaçlarını karşılayabildikleri bir mekan.

Motosiklet aksesuarları
Moto Garage Kafe sorumlusu Ferhat Şerifoğlu motosiklet dünyasına farklı bir konseptle girip motosiklet cemiyetine katkıda bulunmak istediklerini söyledi. Gelen insanların bir yandan yemeğini yiyeceği bir yandan da motorunun alışverişini yapacağı bir yer istediklerini ifade etti. Mekanı açmadan önce yurtdışında birkaç örneğe bakmışlar. Türkiye' de hem kafe hem mağaza ve servis bölümünden oluşan yerin olmadığını söyleyen Şerifoğlu, Moto Garage Kafe' yi açmaya karar vermişler.

Ferhat Şerifoğlu ''aslında müşteri kitlemiz motosiklet kullanıcıları ama motosiklet kullanmayıp bu tutkuyu yaşayıp, burada olmaktan zevk alan insanlar da geliyor'' diye belirtti. Moto Garage Kafe haftanın her günü açık. Ama motosiklet kullanıcıları daha çok akşamları geliyorlar. Hafta sonları ise sabah burada kahvaltılarını yapıp daha 
Kafenin barı
Kafenin servis bölümü
sonra motorlarıyla gezip tekrardan buraya gelip oturduklarını söylüyor Şerifoğlu. 

Moto Garage Kafe' de ayrıca farklı bir politika var. Burada alkollü içki yok. Şerifoğlu ''vicdanen alkolllü içecek satmak istemiyoruz. Çünkü motorcuların buraya gelip alkollü içecek içtikten sonra motora binmelerini göze alamayız'' diye sözlerine ekledi.

Türkiye' de sadece motosikletçilere hitap eden kafelerin az olmasından dolayı, uzaklardan yol kat edip bu kafelere gelen motorcular var. Bu tarz kafelere motorcuların ilgisinin olması 
ise açılacak her motosiklet kafenin kullanıcıları mutlu edeceğe benziyor.



                                                 
  
Moto Garage Kafe 
Maket motosikletler kafeyi süslüyor

 **Bir efsaneye göre, 60'ların gençleri  takıldıkları kafenin müzik kutusunda  bir şarkı açıp gaza basar ve o şarkı  bitmeden parkuru tamamlayıp kafeye  geri dönerlermiş. Motosiklet  türlerinden biri olan ''Cafe Racer'' ismi  de buradan gelmekteymiş.



Mekan akşam saatlerinde kalabalıklaşmaya başlıyor



Haber-Fotoğraf: Sinem Genç
Haber Türü: Foto Haber






3 Nisan 2015 Cuma

EL EMEĞİ GÖZ NURU MOTOSİKLET


Yavuz Erpınar evinde motosiklet yapıyor
Motosikleti parçala ve tekrardan birleştir. Kulağa zor gibi geliyor. Nasıl yapılır gibi sorular hemen akla takılıyor. Mototutku da bu hafta Yavuz Erpınar ile röportaj yaptı. Erpınar, el yapımı motosiklet yapmayı bizlere anlattı.

Yavuz Erpınar motosiklet kullanmaya 15 yaşında başladı. O günden beri de motosiklet yapmak hep aklında vardı. Motosiklet yapmak için ilk eylemine ise bin liraya hurda motor alıp parçalayarak başladı. Erpınarı' ın motosikleti yapabileceği bir garaj yok. O da motoru alıp evine çıkarmak zorunda kaldı. Motosikleti tekrardan birleştirmek için Youtube' daki videolardan ve sanayiye sık sık gidip ustalardan yardım alıyor.

Motor tamamlanınca metal parçalardan oluşan bir motosiklet olacağını söylüyor Erpınar. El yapımı motosikletini bitirmeyi ise mayıs ayında planlıyordu. Ancak yaşadığı aksaklıklar ve çoğu parçaların yurtdışından gelmesi nedeniyle motosikleti bitirmesi haziran ayına kaldı. Motosiklet bitince çalışıp çalışmayacağı belli değil. Eğer çalışırsa satmayı, şayet çalışmaz ise salona koymayı düşündüğünü söylüyor Yavuz Erpınar.



Yavuz Erpınar ile yaptığım röportajın videosunu aşağıda izleyebilirsiniz:






Haber-Fotoğraf: Sinem Genç
Haber Türü: Sesli foto röportaj